Tuesday, January 10, 2012

nasıl annelik edilmez? bölüm 2: uyku

hani demiştim ya, ben içgüdüsel anneyim diye... içgüdülerim beni nasıl yönlendir(eme)diğinden de bahsetmek istiyorum ki cık cık cık anneleri bana doğru cıkcıklarken savları temellendirilmiş olsun.
annelik birkaç ana başlık etrafında şekilleniyor aslında. uyku, beslenme ve eğitim olarak genelleyebilirim sanırım.

kız doğduğundan beri bizim en büyük derdimiz uyku oldu. bu çocuk uyumuyor. ilk doğduğu gün de uyumadı, bugün de uyumuyor. en azından bizim istediğimiz saatlerde ve uzunlukta.
oysa biz hariç herkes uyku alimiymiş meğersem. çeşit çeşit kitap ve teknik varmış, tracy hogg varmış, bir de ağlatmalı zırlatmalı olanı. bunları başka annelerden, kızım birbuçuk yaş civarındayken duydum. ha bir de indir kaldır diye bir yöntem varmış mesela. (şimdi gugıllayınca bunun tracy  hogg'un kaldır yatır yöntemi olduğunu öğrendim tabi, ama bana anlatılan ile benim kafama yerleşen imge her zaman örtüşmüyor.)

öte yandan; 13 günlükken bile 5 saat uyanık kalabilen yavrum için bizim uyguladığımız yöntem, gelişine vole.
uyumayan çocuğumu omzumda uyutarak başladık. sonra kucakta sallamalar. 5-6 aylık civarı kendi kendine uyutma denemeleri yaptım. sızlandıkça yanına gidiyor, "buradayım kızım" deyip rahatlatıyor, sonra tekrar çıkıyordum odadan. gayet de başarılı oldum. ahan da şu şekil:

yorgunluktan bayılmak

ama bir gün, lialusin ayağa kalktı. insanın iki ayak üzerine kalkması gibi bir dönüm noktasıydı lialusin için. yatay pozisyona geçmez oldu. o korkunç dönemde hiç uyumamış olabiliriz. o kadar travmatikti ki hatırlamıyorum.
sonra bir dönem (1 hafta kadar) kitap okumaya başladım. iki gün sense and sensibility ile uyudu. ondan sonra tamamen kitaba saldırmak, sayfaları çevirmek ve kavga dövüş uyuyakalmak şeklinde. o yüzden bu yöntemi de terk ettik.
yazın ne yapmıştık? sıcaktan mı bayıldık, n'oldu? hmm... neyse; sonbahardan beri yeni taktiğimiz, taktiksizlik. bizim yatağımızda dönüp dönüp uyuyakalabilir, salonda kucağımızda sızmışlığı var, favori mekanı olan kendi yatağında -ama mutlaka yanında biri olacak şekilde- uzanıp uyuduğu da oluyor. şimdilerde favorisi kudurarak  uyku saatini 23:00'e çekmek. biraz yoruluyor olabiliriz :/

babayla tepişip sızmaca

sonuç olarak, koca koca isimli kitaplardan çalkala patlat tekniğini kullanmıyor olsak da, günün sonunda uyuyan bir kızımız var. amaç da bu değil mi zaten?

2 comments:

  1. Selam Jbid, yazınızı gene ilgiyle okudum. Ne diyorum biliyor musunuz? Bence anneliği fazla ciddiye almayın. Hatta kendinizi anne bile sanmayın. Tüm bu tecrübeleriniz ileride size şunu öğretecek "ne haybeye uğraşmışım, herşeyi dert yapmışım." Zaten siz de sonunda pes etmişsiniz. Oysa her insan kendine has özelliklerle dünyaya geliyor. Ve yırtınsanız da o özelliklerini değiştirmiyor. Uyku sevmiyor mu? Uyumasın. Sanırım uykusuz çocukla hayatı paylaşmak en zoru olmalı. Bebekken bir şeyle oyalanmayı bilmeyecek elbet. Ebeveynin bebekle çok vakit geçirmesi gerekecek. Belki o anlarda şöyle düşünmek bünyelere iyi gelebilecek: "Geçecek, bugünler geçecek. Şimdi zor geliyor ama geçecek.. Biraz daha kucağımızda dolaştıralım, biraz daha yatağımızda pışpışlayalım. Bir kaç yıl sonra öyle bir kopacak ki bizden, biz istesek de bana gelmeyecek. Keyfini çıkaralım":) Okul, arkadaş, sevgili, eş.. Bir bebekle uğraşmak kaç yıl sürer ki.. Üç yıl mı? Sonra bitti! Ayrıca yakınlardan destek almaktan çekinmemek lazım diye düşünüyorum. Eğer şanslıysanız ve yakınlarınızdaysa ve tabii hayattalarsa, akraba ve hatta arkadaşlarınıza bebeğinizi sık sık bırakınız. Vicdan azabı çok olur annelikte Jbid.
    Boşverin. Kendinizi anne gibi hissetmediğiniz sürece inanın bana bebek mutlu siz mutlu. Vicdan azabını minumuma indirmekte fayda var.

    Hem anasına bak kızını al derler? Ne var? Lulu en kötü annesine çeker! Fena mı olur sizce? Valla bence şahane bir kız olacak Lulu.. Başka şansı yok çünkü:))

    Hay Allahım, ben şimdi niye yazdım bunları? İnanın bilmiyorum. Yazdım. Niye yazdım diye düşünmek istemiyorum. En iyi yorumcu "içgüdüsel yorumcu"dur diyorum:) Sevgiler.. Kolaylıklar.

    ReplyDelete
  2. hayal kahvem, ilham verici yorumun için çok teşekkür ederim :)
    başlarda her şeyi sıra koymak istemiş olsam da, şu anda tam da dediğin gibi düşünüyorum. nasılsa bir süre sonra yanımda yatmak, göğsümde uyumak bile istemeyecek; ben de tadını çıkarmayı akıl ettim en sonunda. varsın zor uyusun, beraber geçirdiğimiz zamanların çoğalması demek bu :)

    ReplyDelete